×
Whatsapp
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Bilen Danışmanlık
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Bebekler ile ilgili tüm bilgiler

Bebekler ile ilgili tüm bilgiler

Bebeklerde gaz sancısı 

Sakin minik bebeğiniz birkaç gündür tüm gün boyunca tekrar tekrar ve geceleyin ağlıyor. Her zamankinden daha kolay huysuzlanıyorlar ve ağlamaları bir türlü yatıştırılamıyor. Bununla da kalmayıp ağlamaları bebeğinizin hayal bile edemeyeceğiniz yüksek seste çığlıklar atmasına sebep oluyor! Bir yandan yorgunluğunuz da işin içine girince bu ani davranış değişikliğinin üstesinden gelmek gittikçe zorlaşıyor. Bu durum aslında normal.


Elbette doktorunuza danışmalısınız ancak bebeğinizin yaşadığı durum muhtemelen kolik olabilir. İyi haber: yavrunuzun sağlığı risk altında değil. Ayrıca bu durum geçici!

Kolik Nedir 

Hem ağır hem de sık bir şekilde gerçekleşen bir karın ağrısıdır. Bebeğiniz ağlar, huysuzlanır (sürekli hareket eder) ve gaz çıkarır. İstatistiklere göre bebeklerin neredeyse %20 kadarı, doğumdan iki hafta sonrasından üç ila dört aya kadar kolik sıkıntısı çekebilir. Kolik, sık ve yüksek miktarlarda dışkılamanın görüldüğü ishal durumu ile karıştırılmamalıdır.

Koliğin birden fazla sebebi olabilir: olgunlaşmamış sinir ve sindirim sistemi, aşırı besleme.

Yukarıdaki semptomları bebeğinizde birkaç gündür gözlemlediyseniz kolik olduğunu doğrulamaları için doktorunuzdan bir randevu alın.

ebeğinize yardımcı olmak için kullanabileceğiniz bazı ipuçlarını aşağıda bulabilirsiniz:

  • Emziriyorsanız: baharatlı yiyeceklerden, turpgillerden (lahana, brokoli, karnabahar, turp, brüksel lahanası, vb.) ve kurubaklagillerden (kuru fasulye, nohut, barbunya) kaçının. Bunlar şişkinliğe sebep olur. Koliği önleyebilecek olan “koyu süt”ü (emzirmenin sonunda gelir) alabilmeleri için bebeğinize tek seferde yalnızca bir göğsünüzü verin ve göğsünüzü tamamen boşaltana kadar emzirin.
  • Biberonla besliyorsanız: biberonun emziğinden hava girişini mümkün olduğunca sınırlayın, hava yutmayı azaltan akış ayarlı bir biberon deneyin, beslenme sonrasında bebeğinizin gazını sık sık çıkarmayı da ihmal etmeyin.
  • Bebeğinizin karnına hafifçe masaj uygulayın, dik durmak bebeğinizin acısını hafifleteceği için bebeğinizin arabasını ya da salıncağını mümkün olduğunca sık kullanabilirsiniz.
  • Bebeğinize yaptıracağınız banyo da gaz ağrılarını hafifletmeye ve bebeğinizin daha rahat uyumasına yardımcı olur. 

 

Bebekler de Kabus Görür mü?

Kabuslar genelde 3 yaş civarında başlar ve 5 yaşına kadar sıklıkla devam edebilir. Genelde gecenin sonunda, REM uykusu esnasında, gerçekleşir.

Ejderhalar, canavarlar, hayaletler... korku verici canlılar çocuğunuzun gecesine konuk olur. Bu aşamada normaldir: kabuslar çocuğun korkularının yansımasıdır. Kötü bir köpeğin olduğu bir çizgi film izlemiş veya içinde cadı bulunan bir kitap okumuş olabilirler. Bu karakterler de geri gelip gecelerine musallat olmuş olabilir! Kabuslar sayesinde çocuklar sıkıntı, üzüntü ve endişelerini de ifade ederler. Bu doğal bir aşama olup düşüncelerin oluşmasını sağlar.

Nasıl başa çıkmalıyım? Bebeğinizi rahatlatarak elbette! Çocuğunuzun korkusunu çok büyütmeyin fakat görmezden de gelmeyin. Canavar diye bir şeyin olmadığını açıklayın yeter. Çocuğunuzun güvende hissetmesi uykuya sakinleşmiş bir şekilde dönmesini sağlayacaktır. Çocuğunuzu korkutan kitabı veya çizgi filmi bir sonraki gün konuşun. Çocuğunuzun korkusunu

Çocukların Uyku Ortamı Nasıl Olmalı?

Gecelerin daha huzurlu geçebilmesi için yapabileceğiniz birkaç şey var:

  • Yatak odasına bir gece ışığı yerleştirin. Çocuğunuzu geceleri rahatlatacaktır.
  • Koridorun ışığının odaya hafifçe girmesi için kapıyı aralık bırakın. Böylece ufaklığınız dünyadan tamamen ayrılmaz ve kendini güvende hisseder!
  • Gece rutini, kısa bir oda “kontrolü”, ninni veya hikaye ve büyük bir kucaklaşma da yatmayı kolaylaştırabilir fakat çocuğunuzun tek başına uykuya dalmasına izin vermelisiniz.

Çocuğunuz kendini güvende hissetmek için kucağa çok ihtiyaç duyuyorsa bunda bir sorun yoktur. Kendi başlarına uyuyabilmeleri için yatağa geri yatırın.

Babalar ve bebek bakımı 

“Benim babam bir kahraman!” Evet, benden bahsediyor! (Hemen hemen) mükemmel olduğumu söylemeliyim. Bez değiştirme, doyurma, ninni söyleme... Ben modern bir babayım ve hem iş toplantılarında hem bebekle ilgili konularda rahatım. Bu noktada eşim bana çok şey öğretti. Banyo sıcaklığından pusetin farklı pozisyonlarına kadar her konuyu bana açıkladı.  Küçük meleğimle ilgilenmekten çok mutluyum!

 

Bebek nasıl tutulur?

İlk başta onu inciteceğimden korkabilirsiniz ancak kendinize güvenin.  Bebeğinizin hassasiyete ihtiyacı vardır bu yüzden her zaman güvende hissetmesi için onu nazikçe kaldırın. Yan tutma, tek elimde tutma, dizlerimde tutma,  ya da dikkatlice omuzda tutma... Tüm bu tutma pozisyonlarında uzman olabilirsiniz. Hatta bir kere bebeği dışarı çıkarmak için ana kucağını bile deneyebilirsiniz. Acemice geçen birkaç dakikanın ardından, yanınızdan geçen insanların sevecen gülüşleri keyfinizi yerine getirecek ve kısa zamanda hem siz hem de bebeğiniz kendinizle gurur duyacaksınız!

 

Bebekle nasıl oynanır?

Bebeğinizi doyurmak, yatırmak ve ninni söylemek güzel ama  en çok onunla oyun oynamayı tercih edebilirsiniz. Eşinizin ve sizin farklı yöntemleriniz  olabilir. Annesi öğretici oyunları tercih ederken siz eğlenceli oyunlar peşinde olabilirsiniz. 

İşe Döndüğümde Bebeğime Kim Bakacak?

İşe geri dönmek güzeldir ancak küçük meleğime bakacak doğru kişiyi bulmak çok önemli! Kreş, dadı ya da yatılı bakıcıdan birine güvenip seçebilir miyim? Biri diğerinden daha mı iyi? Bu, çok zor bir karar.


Hamileliğinizin daha ilk günlerinde, güvenilecek bir bakıcı bulmanın zorlukları hakkında korku dolu hikayeler duymaya başladınız. Çocuk bakımı için doğru yöntemi seçmek zorlu bir maratonsa, neler olacağını bilmek; durumu sizin için kolaylaştırabilir. Sorulacak doğru sorular, farklı seçeneklerin avantajları ve dezavantajları nelerdir? Hatırlanması gereken önemli noktaları aşağıda sıraladık.

 

Her yöntemin avantajları ve dezavantajları

Öncelikle, her durumda bir taviz vermeniz gerekebilir, bunu unutmayın. Bebeğinize kendiniz bakmanız dışında sizin için mükemmel bir yöntem tabii ki yoktur ve hepsinin kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Önceliklerinize göre size en uygun olana karar verebilirsiniz.

 

Kreş

  • Avantajlar: bebek ve çocuklar için mükemmel derecede uygun bir sosyalleşme ve gelişim yeridir. Çalışanlar eğitimlidir. Gelirinize göre hesaplanan maliyet ise diğer çocuk bakım yöntemlerine göre daha düşüktür.
  • Dezavantajları: Yer bulmak zordur! Çalışma saatleri katıdır ve bunlara uyum sağlamanız gerekir. Kreşte, hastalıklar kolayca yayılabileceğinden çocuğunuzun hastalık kapma ihtimali burada daha yüksektir. Fakat genelde hasta çocukların kreşe gelmesine izin verilmez.

 

Dadı

  • Avantajları: dadılar eğitimli profesyonellerdir.
  • Zamanlama konusunda ihtiyaçlarınıza göre birlikte karar vereceğinizden yöntem oldukça esnektir. Tek başlarına ya da çok az sayıda çocukla birlikte bakım sağlandığı için, çocuklar kreşe göre daha az sıklıkla hasta olur.
  • Dezavantajları: bir dadı bulmak ve ona güvenmek kolay değildir. Evleri güvenli olmalı, sigara içmemeli ve bebeğinize iyi bir şekilde bakıldığından emin olmalısınız. Bir dadı rahatsızlandığında, yerine hemen birisini bulmak kolay olmaz.

 

Yatılı bakıcı

  • Avantajları: çocuğunuzu bir yere götürmeniz gerekmeyeceği için en esnek çözümdür. Bakıcılar sizin gerekliliklerinize uyum sağlayabilir ve tek başına bakılan bebeğinize tüm dikkatlerini verebilir. Bakıcılar günün sonunda size çocuğunuzla geçirdiği gün konusunda detaylı bilgi verebilir.
  • Dezavantajları: bakıcıların bebek veya çocuk bakımında yeterli eğitimi veya deneyimi olmayabilir ve onlara tamamen güvenmekte zorluk çekebilirsiniz. Bakıcı rahatsızlandığında ve çalışamaz durumunda ise de işler sizin için karmaşık hale gelebilir.
  • En pahalı yöntemdir.

Çalışan annelerde emzirme 

 

işe geri dönmek ve emzirmeye devam etmek annelerin sıklıkla karşılaştığı bir zorluktur. İş yükünün artması, aylarca bebeğinizle dip dibe yaşadıktan sonra ondan ayrılmanın verdiği hüzün, yorgunluk, stres: her şey emzirmenin zor olacağını gösteriyor olabilir. Ancak, biraz kararlılık ve iyi bir organizasyon ile bebeğinizi emzirmeye devam edebilirsiniz. Hem bebeğiniz hem de sizin için harcadığınız çabaya değer ve siz işe geri döndükten sonra çocuğunuzla aranızdaki yakın ilişkinin devamını sağlar.

İşe geri döndüğünüzde, sabahları yoğun olabileceğiniz göz önünde bulundurulduğunda, öğlenleri sütünüzü sağmayı deneyin. Anne sütünü koyduğunuz biberonları soğuk kalmasını sağlayacak termal çantada ya da buz kutusunda taşıyın. Eve ya da kreşe gittiğinizde bunları hemen buzdolabına koyun. İşteyken, iş vereninizle yaptığınız anlaşmaya bağlı olarak, sütünüzü sakin bir yerde ve mümkünse düzenli olarak sağın. Bu ritüel, rahatlamanızı sağlayacak ve bu şekilde bırakma refleksini kolaylaştıracaktır. Eğer çocuğunuza yakın bir yerde çalışıyorsanız, size yasal olarak verilen bir saatlik emzirme hakkından faydalanın ve bebeğinizi emzirin.

Eğer bu mümkün değilse, dünyanın en iyi stres karşıtı çözümü olan akşam emzirmelerini kaçırmamaya çalışın!

Başlarda bebeğinizle aranızda olan ortak yaşam, zaman içinde, eskisi kadar yoğun ama dünyanın geri kalanına daha açık olan yeni bir ilişkiye doğru erilecektir.

Bebek kitapları 

Kitap başlar ve bir olay örgüsü sonrası sona erer. Biz yetişkinler için bu normaldir ancak ufaklıklar için çok daha fazlası bulunuyor. Bir başlangıç ve son sunan anlatım sayesinde, çocuklar kişiliklerini geliştirebilir. Gerçek ve hayali iki dünyanın arasında çocuklar kişiliklerini inşa eder. Bu husus, en erken aşamalardan itibaren çok önemlidir. “Kitaplar bebekler için iyidir” adlı kitabında Marie Bonnafé, “Hayali oyunlar olmadan, bebekler konuşmayı ya da hayal kurmayı öğrenemez,” demiştir.

Ancak kitaplarda, özellikle de masallarda anlatılan hikayeler, basit bir karakter anlatımı değildir. Çocukların, somut ve eğlenceli bir şekilde, kardeş rekabeti, terk edilme korkusu ya da adaletsizlik ve şiddet gibi önemli konuları anlamasına ve özümsemesine yardımcı olur. İfade edemeden hissettikleri bazı korkulara yanıt bulurlar.

Okuma aynı zamanda paylaşma ve tartışma zamanıdır. Konuşma haricinde iletişim kurmak için önemli bir yöntemdir. Çocuğunuz kitabı anlamasa bile bu önemli değildir. Güzel kelimeler, bakacakları resimler ve dokunup hissedecekleri kumaşlar, çocuğunuzun sizinle paylaşabileceği duyguları harekete geçirir.