Türkiye’de Yabancı Bakıcı Ücretleri Aile Bütçelerini Zorluyor: Düzenleme Şart mı?
son yıllarda Türkiye'de çalışan yabancı uyruklu bakıcı sayısı giderek artarken, bu hizmetin maliyeti de birçok aile için büyük bir yük haline geldi. Yurt dışında aylık 600-700 dolar civarında maaşlarla çalışan yabancı bakıcılar, Türkiye'de 1.200 ile 2.000 dolar arasında ücretlerle çalışmayı tercih ediyor. Bu durum, özellikle orta gelirli aileler için ciddi ekonomik zorluklara yol açıyor.
Yüksek Maaşlar Aileleri Zorluyor
Evde çocuk, yaşlı ya da hasta bakımında destek almak isteyen aileler, artan bakıcı ücretleri nedeniyle bu ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi. Türkiye’de yabancı bakıcı çalıştırmak isteyen bir aile, aylık 40.000 TL’ye kadar çıkan maliyetlerle karşı karşıya kalabiliyor. Özellikle dolar kurundaki artış, maaşların döviz üzerinden belirlenmesi ve barınma/gıda gibi ek masraflar bu maliyeti daha da yukarı çekiyor.
Yüksek Ücretler Doğum Oranlarını da Etkiliyor
Yüksek bakıcı maliyetlerinin sadece ekonomik değil, sosyolojik etkileri de gözlemleniyor. Türkiye’de genç nüfusun azalması ve doğum oranlarının düşmesi, yalnızca yaşam tarzı değişiminden değil; çocuk bakımının getirdiği maddi yükten de kaynaklanıyor. Kadınların iş hayatına devam edebilmesi için ihtiyaç duyduğu destek personelinin maliyetinin yüksek olması, bazı ailelerin çocuk sahibi olma kararını ertelemesine ya da tamamen vazgeçmesine neden olabiliyor.
Devlet Düzenlemesi İhtiyacı
Bu noktada, yabancı uyruklu bakıcıların maaşlarına bir standart getirilmesi gündeme gelebilir. Tıpkı ev hizmetlerinde çalışan yerli personeller için uygulanan taban ücret ya da teşvik sistemleri gibi, yabancı çalışanlar için de devlet destekli bir ücret skalası belirlenmesi hem ailelerin yükünü hafifletir hem de kayıt dışılığı önler. Ayrıca, bu alanda denetimlerin artırılması ve aracı kurumların şeffaflaştırılması da önemli adımlar arasında yer alabilir.
Sonuç
Yabancı bakıcı maliyetleri, aileler için ciddi bir planlama gerektiriyor. Türkiye'de bu hizmetin maliyetinin diğer ülkelere kıyasla daha yüksek olması, hem demografik hem de ekonomik dengeleri etkileyen bir unsur haline gelmiş durumda. Bu nedenle, devlet destekli çözümler ve düzenlemelerle hem aile bütçeleri korunabilir hem de toplumun uzun vadeli yapısı güvence altına alınabilir.